Kuran’ın Gölgesinden Mesajlar

Stok Kodu:
9786050680561
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
141
Basım Yeri:
Konya
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022-03-24
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
Kategori:
%50 indirimli
80,00 TL
40,00 TL
Bu üründen 3 adet satın alınmıştır.
Aynı gün kargo
9786050680561
965584
Kuran’ın Gölgesinden Mesajlar
Kuran’ın Gölgesinden Mesajlar
40.00
Kuran'ın gölgesi altında yaşamak bir nimettir. Sadece onu tadanın hazzına varacağı bir nimet… İnsan ömrünü yücelten, onurlu kılan ve arındıran bir nimet… Allah'a hamdolsun ki bana ömrümün bir bölümünü Kuran'ın gölgesi altında yaşama imkânı bağışladı. Bu dönemde, hayatımın o güne kadarki bölümünde hiç tatmamış olduğum bir nimetin hazzına vardım. İnsan ömrünü yücelten, onurlu kılan ve arındıran nimetin hazzı... Bu dönemi, Kuran'ın cümleleri aracılığıyla bana seslenen yüce Allah'ın sözlerini kulaklarımda işiterek yaşadım. Ben ki, basit ve küçücük bir kulum. İnsan için bundan daha büyük bir onurlandırma, insan ömrüne Kuran'ın kazandırdığı yücelikten daha üstün bir yücelik, kerem sahibi yaratıcının insana sunacağı bundan daha yüksek bir derece düşünülebilir mi? Hayatımın Kuran'ın gölgesi altında geçen dönemindeki düşüncelerime göre yeryüzünde son çırpınışlarını yaşayan cahiliye uygarlığı, bu uygarlığın tutkunlarının basit ve gülünç amaçları, üstelik gerçekte sınırlı ve cüz'i olan bilgileri ve düşünceleriyle övünüp böbürlenmeleri acınacak ve aynı zamanda da bulunduğum yüksek seviye gereği tepeden bakılacak bir durumdu. Tıpkı yetişkin yaşta bir insanın çocukların oyunlarına, çocukça hareketlerine ve kırık-dökük konuşma girişimlerine baktığı gibi… Onları seyrederken hayret ediyorum. Ne oluyor şu insanlara? Ne oluyor da mikrop yuvası bir bataklığın derinliklerine gömülüp giderken şu yüce çağrıya; insan hayatını yücelten, onurlandıran ve arındıran çağrıya kulak vermiyorlar? Hayatımın Kuran'ın gölgesi altında geçen bu dönemini, varlık âlemine ilişkin şu kapsamlı, yetkin, yüksek düzeyli, saf düşün¬ceyi; tüm evrenin ve insan varoluşunun amacına ilişkin şu düşünce sistemini doya doya özümseyerek yaşadım. Bu düşünce sistemini, insanlığın doğuda, batıda, kuzeyde ve güneyde etkisi altında yaşadığı cahiliye düşünceleriyle karşılaştırdım ve içim¬den şu soruyu sordum: Nasıl oluyor da insanlık, önünde tertemiz yemyeşil bir ova, yüksek seviyeli bir alan ve parlak bir ışık dururken bu kokuşmuş bataklıkta, bu çamur dehlizlerinde ve bu koyu karanlıkta yaşa-yabiliyor? Hayatımın Kuran'ın gölgesinde geçen bu dönemini, insanın, yüce Allah'ın isteğine uygun hareketiyle yine O'nun tarafından yaratılan şu evrenin hareketi arasındaki çarpıcı ahengini hisse-derek yaşadım. Bunun yanı sıra evrenin kanunlarına ters düşen insanlığın sıkıntı dolu bocalayışını, dışarıdan dayatılan bozuk ve zararlı öğretiler ile yaratılış mayasını oluşturan fıtrî yapısı ara-sındaki çatışmayı gözledim ve arkasından kendi kendime şöyle dedim: Hangi alçak şeytandır ki, insanı kendi adımları ile bu cehenneme doğru sürüklüyor? Yazık şu Allah'ın kullarına...!
Kuran'ın gölgesi altında yaşamak bir nimettir. Sadece onu tadanın hazzına varacağı bir nimet… İnsan ömrünü yücelten, onurlu kılan ve arındıran bir nimet… Allah'a hamdolsun ki bana ömrümün bir bölümünü Kuran'ın gölgesi altında yaşama imkânı bağışladı. Bu dönemde, hayatımın o güne kadarki bölümünde hiç tatmamış olduğum bir nimetin hazzına vardım. İnsan ömrünü yücelten, onurlu kılan ve arındıran nimetin hazzı... Bu dönemi, Kuran'ın cümleleri aracılığıyla bana seslenen yüce Allah'ın sözlerini kulaklarımda işiterek yaşadım. Ben ki, basit ve küçücük bir kulum. İnsan için bundan daha büyük bir onurlandırma, insan ömrüne Kuran'ın kazandırdığı yücelikten daha üstün bir yücelik, kerem sahibi yaratıcının insana sunacağı bundan daha yüksek bir derece düşünülebilir mi? Hayatımın Kuran'ın gölgesi altında geçen dönemindeki düşüncelerime göre yeryüzünde son çırpınışlarını yaşayan cahiliye uygarlığı, bu uygarlığın tutkunlarının basit ve gülünç amaçları, üstelik gerçekte sınırlı ve cüz'i olan bilgileri ve düşünceleriyle övünüp böbürlenmeleri acınacak ve aynı zamanda da bulunduğum yüksek seviye gereği tepeden bakılacak bir durumdu. Tıpkı yetişkin yaşta bir insanın çocukların oyunlarına, çocukça hareketlerine ve kırık-dökük konuşma girişimlerine baktığı gibi… Onları seyrederken hayret ediyorum. Ne oluyor şu insanlara? Ne oluyor da mikrop yuvası bir bataklığın derinliklerine gömülüp giderken şu yüce çağrıya; insan hayatını yücelten, onurlandıran ve arındıran çağrıya kulak vermiyorlar? Hayatımın Kuran'ın gölgesi altında geçen bu dönemini, varlık âlemine ilişkin şu kapsamlı, yetkin, yüksek düzeyli, saf düşün¬ceyi; tüm evrenin ve insan varoluşunun amacına ilişkin şu düşünce sistemini doya doya özümseyerek yaşadım. Bu düşünce sistemini, insanlığın doğuda, batıda, kuzeyde ve güneyde etkisi altında yaşadığı cahiliye düşünceleriyle karşılaştırdım ve içim¬den şu soruyu sordum: Nasıl oluyor da insanlık, önünde tertemiz yemyeşil bir ova, yüksek seviyeli bir alan ve parlak bir ışık dururken bu kokuşmuş bataklıkta, bu çamur dehlizlerinde ve bu koyu karanlıkta yaşa-yabiliyor? Hayatımın Kuran'ın gölgesinde geçen bu dönemini, insanın, yüce Allah'ın isteğine uygun hareketiyle yine O'nun tarafından yaratılan şu evrenin hareketi arasındaki çarpıcı ahengini hisse-derek yaşadım. Bunun yanı sıra evrenin kanunlarına ters düşen insanlığın sıkıntı dolu bocalayışını, dışarıdan dayatılan bozuk ve zararlı öğretiler ile yaratılış mayasını oluşturan fıtrî yapısı ara-sındaki çatışmayı gözledim ve arkasından kendi kendime şöyle dedim: Hangi alçak şeytandır ki, insanı kendi adımları ile bu cehenneme doğru sürüklüyor? Yazık şu Allah'ın kullarına...!
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat
Ürün Sepete Eklendi