Fıtrat-ı Tağyir Risalesi

Stok Kodu:
9789756143124
Boyut:
135-195-0
Sayfa Sayısı:
208
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2010-01-01
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Şamua
Dili:
Türkçe
Kategori:
%25 indirimli
100,00 TL
75,00 TL
Temin süresi 3 gündür.
9789756143124
970009
Fıtrat-ı Tağyir Risalesi
Fıtrat-ı Tağyir Risalesi
75.00
Şüphesiz ki müminlerin en büyük dostu, Allah-u Teâlâ olduğu gibi en büyük düşmanları da şeytan (Aleyhillâne) dir. Mevlâ Teâlâ Kuran-ı Keriminde: (60) (61) (62) Ey Âdemoğulları! Size: Şeytana tapmayın çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır. Ve bana kulluk edin, işte dosdoğru yol budur de¬medim mi? Andolsun ki şeytan sizden pek çok milleti elbette saptırmıştır, halâ anlamıyor mu¬sunuz? (Yasin Suresi: 60-62) buyurarak bu hakikâtı açıklamıştır. Yine: ... (50) Şimdi siz, beni bırakıp ta onu (şeytanı) ve onun zürriyetini mi dost ediniyorsunuz halbuki onlar sizin düşmanınızdır. Zalimler için bu ne kötü bir değişmedir. (Kehf Suresi: 50den) buyurarak, kullarına, şeytanın dostluğunu Allahın dostluğuna tercih etmemeleri için tenbihte bulunmuştur. Ayrıca Mevla Teâlâ, Âdem babamız ile Havva annemize, yasaklanan ağaçtan yiyerek cennetten çıkmayı hak ettiklerinde: ... (22) Rableri onlara ben size o ağacı yasakla¬madım mı? ve Şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi?' diye nida etti. (Araf Suresi: 22den) kavli şerifinde, şeytanın anne babamıza düşmanlı¬ğını açıklamış, ...(27) Ey Adem oğulları! Şeytan, ana babanızı, ayıp yerlerini kendilerine göstermek için elbise¬lerini soyarak cennetten çıkardığı gibi sizi de aldatmasın. (Araf Suresi: 27den) kavli şerifiyle de biz kullarını baba düşmanımıza karşı uyarmıştı. İşte bu ayet-i celilelerle bizlere düşmanlığı açıkça belirtilmiş olan İblis, bir çok kere Mevlâ Teâlâya karşı kullarını saptıracağını hiç çekinme¬den söyleyebilmiş, Mevlâ Teâlâ da hikmeti gereği buna müsaade vermiştir. Nitekim: (39) (40) (İblis) dedi ki: Ey Rabbim! Beni azdırmana karşılık ben de yeryüzünde onlara (günahları) süsleyeceğim ve onların hepsini muhakkak azdı¬racağım! Ancak onlardan ihlâslı kulların müs¬tesna. (Hicr Suresi: 39-40) kavli şerifiyle şeytanın bu sözünü açıklamış. (41) (42) (Allah-u Teâlâ) şöyle buyurdu: 'İşte bana varan dosdoğru yol bu (islâm yolu) dur. Şüphesiz kullarım üzerinde senin bir hakimiyetin yoktur. Ancak azgınlardan sana uyanlar müstesna. (Hicr Suresi: 41-42) ayet-i kerimeleriyle de şeytana verdiği cevabı bizlere bildirmiştir. Şeytanın insanları ne şekilde saptıracağıyla il¬gili açıklamaları: ... (118) (119) (Şeytan Allaha karşı) elbette senin kulların-dan belli bir nasip edineceğim. Onları mutlaka saptıracağım, muhakkak onları (boş) kuruntulara düşüreceğim, kesin ola¬rak onlara emredeceğim de, hayvanların kulak¬larını yaracaklar, şüphesiz onlara emredeceğim de, Allahın yarattığını değiştirecekler, dedi. Kim Allahı bırakıpta şeytanı dost edinirse, el¬bette apaçık bir ziyana düşmüştür. (Nisa Suresi: 118-119) ayet-i kerimelerinde zikredilmektedir. Bu ayet-i kerimelerde beyan edilen; Allah-u Tealânın yarattıklarını değiştirmek, canlıların tabi şekil ve özelliklerini değiştirmek demektir ki gerek¬siz yere hayvanların kulak ve kuyruklarını kesmek, kadınların süslenme maksadıyla kaşlarını ve dişle¬rini değiştirmeleri, erkeklerin sakal ve bıyıklarını traş etmeleri bu kabildendir. İşte bu sebeple bizde bu risalemizde fıtratı tağ¬yir (yaratılışı değiştirme) ve Allah-u Tealânın ya¬rattığı şekle müdahale sayılan, bazı yasaklar, özel¬likle erkeklerin sakal traşıyla ilgili konuları bütün teferruatıyla sizlere açıklamaya çalıştık ki, en bü¬yük düşmanımız olan şeytana uyarak onun uğradığı lânete uğramayalım ve en büyük dostumuz olan Allah-u Tealânın rahmetinden mahrum olmayalım. Çünkü; biz müminlerin velisi olan Allah-u Tealâ bizlere şeriat ve sünneti göndererek en büyük iyilikte bulunmuş iken bizlerin o dosdoğru yoldan ayrılarak şeytanın izlerine uymamız asla doğru de¬ğildir. Halbuki Rabbimiz: (21) Ey İman edenler! Şeytanın adımlarını takip etmeyin. Kim şeytanın izlerine uyarsa muhak¬kak ki o (şeytan), fuhşu (yüz kızartıcı suçları) ve münkeri (kötülüğü) emreder. Eğer üzerinizde Allahın farzl-u rahmeti (iyiliği ve acıması) olmasaydı, içinizden hiçbir kimse asla temize çıkmazdı. Fakat Allah diledi¬ğini tezkiye eder (arındırır), Allah ziyade işiten, hakkıyla bilendir. (Nur Suresi: 21) kavli şerifi ile biz müminleri şeytana uymaktan sakındırmıştır. Ayrıca bu risalemizde yaratılışa müdahale sa¬yılmadığından dolayı serbest olan bazı tüylerin alınmasını da bütün tafsilatıyla açkıladık ki, siz kardeşlerimizce İslâmın serbest ve yasakları daha iyi anlaşılarak, Mevlâ Tealânın rızasını kazanıp gazabından kurtulmak ve düşmanın saptırmaların¬dan uzak olmak cümlemize müyesser olsun. Bu risalemizi okuyan bazı bıyıksız ve sakalsız kardeşlerimiz sakın ola ayet-i kerime ve hadis-i şeriflerin tehditlerinden ve ulemanın beyanlarından ağırlanmasınlar. Çünkü biz kendi kafamızdan hiçbir söz söyle¬meye yetkili değiliz.
Şüphesiz ki müminlerin en büyük dostu, Allah-u Teâlâ olduğu gibi en büyük düşmanları da şeytan (Aleyhillâne) dir. Mevlâ Teâlâ Kuran-ı Keriminde: (60) (61) (62) Ey Âdemoğulları! Size: Şeytana tapmayın çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır. Ve bana kulluk edin, işte dosdoğru yol budur de¬medim mi? Andolsun ki şeytan sizden pek çok milleti elbette saptırmıştır, halâ anlamıyor mu¬sunuz? (Yasin Suresi: 60-62) buyurarak bu hakikâtı açıklamıştır. Yine: ... (50) Şimdi siz, beni bırakıp ta onu (şeytanı) ve onun zürriyetini mi dost ediniyorsunuz halbuki onlar sizin düşmanınızdır. Zalimler için bu ne kötü bir değişmedir. (Kehf Suresi: 50den) buyurarak, kullarına, şeytanın dostluğunu Allahın dostluğuna tercih etmemeleri için tenbihte bulunmuştur. Ayrıca Mevla Teâlâ, Âdem babamız ile Havva annemize, yasaklanan ağaçtan yiyerek cennetten çıkmayı hak ettiklerinde: ... (22) Rableri onlara ben size o ağacı yasakla¬madım mı? ve Şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi?' diye nida etti. (Araf Suresi: 22den) kavli şerifinde, şeytanın anne babamıza düşmanlı¬ğını açıklamış, ...(27) Ey Adem oğulları! Şeytan, ana babanızı, ayıp yerlerini kendilerine göstermek için elbise¬lerini soyarak cennetten çıkardığı gibi sizi de aldatmasın. (Araf Suresi: 27den) kavli şerifiyle de biz kullarını baba düşmanımıza karşı uyarmıştı. İşte bu ayet-i celilelerle bizlere düşmanlığı açıkça belirtilmiş olan İblis, bir çok kere Mevlâ Teâlâya karşı kullarını saptıracağını hiç çekinme¬den söyleyebilmiş, Mevlâ Teâlâ da hikmeti gereği buna müsaade vermiştir. Nitekim: (39) (40) (İblis) dedi ki: Ey Rabbim! Beni azdırmana karşılık ben de yeryüzünde onlara (günahları) süsleyeceğim ve onların hepsini muhakkak azdı¬racağım! Ancak onlardan ihlâslı kulların müs¬tesna. (Hicr Suresi: 39-40) kavli şerifiyle şeytanın bu sözünü açıklamış. (41) (42) (Allah-u Teâlâ) şöyle buyurdu: 'İşte bana varan dosdoğru yol bu (islâm yolu) dur. Şüphesiz kullarım üzerinde senin bir hakimiyetin yoktur. Ancak azgınlardan sana uyanlar müstesna. (Hicr Suresi: 41-42) ayet-i kerimeleriyle de şeytana verdiği cevabı bizlere bildirmiştir. Şeytanın insanları ne şekilde saptıracağıyla il¬gili açıklamaları: ... (118) (119) (Şeytan Allaha karşı) elbette senin kulların-dan belli bir nasip edineceğim. Onları mutlaka saptıracağım, muhakkak onları (boş) kuruntulara düşüreceğim, kesin ola¬rak onlara emredeceğim de, hayvanların kulak¬larını yaracaklar, şüphesiz onlara emredeceğim de, Allahın yarattığını değiştirecekler, dedi. Kim Allahı bırakıpta şeytanı dost edinirse, el¬bette apaçık bir ziyana düşmüştür. (Nisa Suresi: 118-119) ayet-i kerimelerinde zikredilmektedir. Bu ayet-i kerimelerde beyan edilen; Allah-u Tealânın yarattıklarını değiştirmek, canlıların tabi şekil ve özelliklerini değiştirmek demektir ki gerek¬siz yere hayvanların kulak ve kuyruklarını kesmek, kadınların süslenme maksadıyla kaşlarını ve dişle¬rini değiştirmeleri, erkeklerin sakal ve bıyıklarını traş etmeleri bu kabildendir. İşte bu sebeple bizde bu risalemizde fıtratı tağ¬yir (yaratılışı değiştirme) ve Allah-u Tealânın ya¬rattığı şekle müdahale sayılan, bazı yasaklar, özel¬likle erkeklerin sakal traşıyla ilgili konuları bütün teferruatıyla sizlere açıklamaya çalıştık ki, en bü¬yük düşmanımız olan şeytana uyarak onun uğradığı lânete uğramayalım ve en büyük dostumuz olan Allah-u Tealânın rahmetinden mahrum olmayalım. Çünkü; biz müminlerin velisi olan Allah-u Tealâ bizlere şeriat ve sünneti göndererek en büyük iyilikte bulunmuş iken bizlerin o dosdoğru yoldan ayrılarak şeytanın izlerine uymamız asla doğru de¬ğildir. Halbuki Rabbimiz: (21) Ey İman edenler! Şeytanın adımlarını takip etmeyin. Kim şeytanın izlerine uyarsa muhak¬kak ki o (şeytan), fuhşu (yüz kızartıcı suçları) ve münkeri (kötülüğü) emreder. Eğer üzerinizde Allahın farzl-u rahmeti (iyiliği ve acıması) olmasaydı, içinizden hiçbir kimse asla temize çıkmazdı. Fakat Allah diledi¬ğini tezkiye eder (arındırır), Allah ziyade işiten, hakkıyla bilendir. (Nur Suresi: 21) kavli şerifi ile biz müminleri şeytana uymaktan sakındırmıştır. Ayrıca bu risalemizde yaratılışa müdahale sa¬yılmadığından dolayı serbest olan bazı tüylerin alınmasını da bütün tafsilatıyla açkıladık ki, siz kardeşlerimizce İslâmın serbest ve yasakları daha iyi anlaşılarak, Mevlâ Tealânın rızasını kazanıp gazabından kurtulmak ve düşmanın saptırmaların¬dan uzak olmak cümlemize müyesser olsun. Bu risalemizi okuyan bazı bıyıksız ve sakalsız kardeşlerimiz sakın ola ayet-i kerime ve hadis-i şeriflerin tehditlerinden ve ulemanın beyanlarından ağırlanmasınlar. Çünkü biz kendi kafamızdan hiçbir söz söyle¬meye yetkili değiliz.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat
Ürün Sepete Eklendi